Gücü elinde bulunduran kişi ya da gurupların meşruluk kaynağı doğrudan siyasal sistemin yapısı ile ilgilidir. Siyasal sistem kavramsal ve dönemsel olarak iki şekilde okunabilmektedir. Kavramsal olarak; devlet ya da türevi yapıların yönetim erkinin, yönetim yetkisinin kaynağını nerden aldığı sorusuna verilen cevaptır. Siyasal sistemin kavramsal açıklaması olarakta düşünülebilir. Dönemsel olarak bakıldığında ise “Kral, İmparator vb.” Şeklinde adlandırılmaktadır. Gücü elinde bulunduran kişiye bu gücün kullanımı tanrı tarafından verilmiştir. Kral yönetim sürecinde meşruluğunu tanrıya dayandırarak “tanrının yer yüzündeki gölgesi” şeklinde yönetimini sürdürmektedir. Bu durum yönetici erkin gücünü meşrulaştıran bir göstergedir. Buna binaen yönetimi altında bulunan topluma karşı iktidar gücünün kullanımı meşru hale gelmektedir. Fransız İhtilali ile birlikte Thomas Hobbes, J.J. Rousseau gibi filozof ve siyaset bilimcilerin ortaya koyduğu insanın yönetim hakkını devretmesi bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Bu temeller atılmış olsa da siyasi tarih içerisinde ortaya çıkan fikirler tamamı ile kendi özünü koruyamamıştır. Ancak özünü koruyamayan fikir ve ideolojiler farklı kalıplar ile dönüşüme uğramıştır. Bu noktada dönüşen fikir ve ideolojilerin bir kısmı yapısal olarak bir kısmı da ilerleyiş esasları bakımından değişime uğramıştır. Siyasal güç kavramı büyük bir değişim geçirmemiş olsa da içersinde çeşitli yeni hareketleri barındırmaktadır.
Yazının Devamını Okumak için Tıklayın.