Sudan Uzmanı
Sudan, 2011 yılında Kuzey ve Güney olarak bölünene kadar yüzey alanı bakımından hem Afrika’nın hem de Ortadoğu Arap dünyasının en büyük ülkesiydi. Ülkenin ikiye ayrılmasının ardından bu sıralamada Cezayir ve Kongo Cumhuriyeti’nin ardından üçüncü sırada yer almıştır. Kuzey Sudan’ın yüz ölçümü şu anda birçok ülkeden iki kat daha büyüktür. Sudan, verimli tarım arazileri, yer altı kaynakları ve güneş enerjisi potansiyeli ile fırsatlar açısından zengin ülkelerden biridir. Bununla birlikte, Sudan’ın Kızıldeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülkelerden biri olması, denize erişimi olmayan Çad ve Etiyopya gibi komşu ülkelerin yanı sıra Orta Afrika ülkelerinin de ticari faaliyetlerinde Sudan’ın limanlarını kullanmaları oldukça kritik bir öneme sahiptir.
Sudan coğrafi yapısı itibariyle yer altı kaynakları açısından da oldukça zengin bir ülkedir. Arap dünyasında talep gören ve genellikle gıda, kozmetik, ilaç gibi sektörlerde kullanılan Arap sakızının %80-83’ünü Sudan tarafından karşılanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Sudan’a yönelik birçok ürüne uyguladığı ambargo tarifesinden Arap sakızını muaf tutmuştur. Bunun nedeni, ABD’nin Arap sakızının en büyük alıcılarından biri olmasıdır. Arap sakızının yanı sıra Sudan, Afrika’nın en büyük susam üreticisi ve ihracatçısıdır. Özellikle, Sudan’ın doğusunda bulunan El Gadarif şehri ülkenin en önemli susam üretim merkezlerinden biridir. Sudan’ın bir başka yer altı kaynağı da altın madenidir. Afrika kıtasının en büyük üçüncü altın üreticisidir. Altının yanı sıra petrol de Sudan’ın önemli madenler arasında yer tutmaktadır. 2011 yılına kadar petrol, Sudan milli bütçesinin %92-98’lik bir kısmını oluşturmaktaydı. Ülkenin Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılması bu oranı azaltsa da petrol Sudan için hala çok önemli bir gelir kaynağıdır. Nitekim Güney Sudan petrolünün Kızıldeniz’deki limanlar aracılığıyla dünya pazarına ihraç edilmesi Kuzey Sudan toprakları üzerinden mümkündür. Bu durum Sudan’a tıpkı Türkiye gibi transit bir ülke olma özelliği tanımıştır.
Sudan’ın sahip olduğu tatlı su kaynakları, geniş tarım arazileri ve verimli toprakları, diğer ülkelerin Sudan’a olan ilgisini artırmaktadır. Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar gibi birçok ülke Sudan’da üretim yapmakta ve burada elde ettikleri ürünleri kendi iç pazarlarında kullanarak dünya pazarına da ihraç etmektedirler. Türkiye, Sudan’da bulunan tarım arazilerine ilgi duyan ülkelerden biridir. 2014 yılında Türkiye ile Sudan arasında, Sudan’ın sekiz farklı şehrinden yaklaşık bir milyon hektar tarım arazisinin 99 yıllığına Türkiye’ye kiralanmasını içeren bir anlaşma öngörülmüştü. Ancak bu dönemde yapılan birçok anlaşma gibi Sudan’da yaşanan askeri darbe bu anlaşmanın da uygulanmasına engel olmuştur. Bu dönemde Türk yetkililer Türkiye’yi Sudan’ın Afrika’ya açılan kapısı olarak değerlendirdiler. Sudan’ın tarihi ve kültürel değerleri, ülkenin sömürgeciliğe maruz kalmasının sebeplerinden biri olmakla birlikte, sömürgecilik sonrası dönem de dahi diğer devletler Sudan’ın iç meselelerine müdahale etmeye devam etmektedir.
Sudan’da Yaşanan Çatışmanın Temelleri
Sudan’daki anlaşmazlıkların bir parçası olarak, askeri kanadı temsil eden Egemenlik Konseyi Başkanı ve aynı zamanda ordunun Genelkurmay Başkanı El-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı “Hımıdti” lakaplı General Muhammed Hamdan Dagalu arasındaki gerilim önemle vurgulanmaktadır. 2022 Aralık ayında imzalanan ön çerçeve reform anlaşmasında HDK’nin orduya entegre edilmesi ve 2023 Nisan ayında nihai anlaşmanın tamamlanması öngörülmüştür. Bu anlaşmazlık temelinde, ordu ile sivil kanat arasındaki anlaşmazlık bulunmaktadır. Anlaşmazlığın çözümü, ordunun asli görevine dönerek ülkenin milli güvenliğini sağlaması ve iktidarı sivil bir hükümete devretmesi ile gerçekleştirilecekti.
Ancak lideri Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu’nun zorla kabul ettiği SDK’nin orduya entegre edilmesi adına on yıllık bir süre talep etmesi karşısında Sudan milli ordusu lideri El Burhan ise ulusal ordu ile SDK’nin iki yıllık bir süre içerisinde bütünleşmesini talep etmiştir. Durumu kabul edilemez bulan Dagalu liderliğindeki HDK, ordunun emirlerini aşarak 13 Nisan’da yaşanan gerginlik ve çatışmaya y ol açan faaliyetlerine başlamıştır. Bünyesinde bulunan kuvvetleri acil göreve çağırıp farklı şehirlere yönlendiren HDK, kritik noktalarda hareketliliğe sebep olmuştur. Ordunun en büyük askeri üssü ve kargo havalimanına ev sahipliği yapan Merviyye’de hakimiyetin HDK’ye geçtiğine dair haberler medyada yansımıştır.
Sudan’ın Batısında Yükselen Güç: Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK)’nin Oluşumu
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Sudan ordusundan aldığı görevleri yerine getirmek için 2013 yılında kurulan paramiliter askeri bir gruptur. Sudan parlamentosu tarafından resmi olarak onaylanmıştır ve bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulmuştur. Resmi Sudan ordusunun himayesi altında olması gereken HDK zaman zaman ordunun emirleri dışına çıkarak sanki devletin ikinci resmi ordusuymuş gibi hareket etmiş ve ordu içerisinde problemlere yol açmıştır. Sahip olduğu yaklaşık yüz bin kişi, on bin araç ve hafif silahlarla HDK, hızlı hareket edebilme kabiliyetlerine sahiptir. Özellikle ülkenin batısında kontrolü elinde bulunduran HDK, ekonomik gücü de eklendiğinde bölgede ciddi bir aktör haline gelmiştir. Sudan’ın batısında yer alan altın kaynaklarını çeşitli şirketler aracılığı ve farklı yollarla yurt dışına ihraç ederek harcamalarına gelir kaynağı oluşturduğu düşünülmektedir.
Genel olarak 2019 yılına kadar parlamento onayı ile kendisine verilen görevleri yerine getiren HDK, ülkenin siyasi süreçlerine dahil olmamış olsa da birçok düzenleme ve kanun değişikliği sonrası Dagalu bir bakıma, Sudan’ın devlet başkanlığı konumundaki Egemenlik Konseyi Başkan Vekili ya da cumhurbaşkanı yardımcısıymış gibi hareket etmiş ve birtakım bürokratik faaliyetlerde bulunmuştur. HDK’nin, BAE, Mısır, Etiyopya ve daha birçok ülke ile resmi bir oluşum olarak temaslarda bulunduğunu ve sadece paramiliter askeri bir grup olmaktan çıkıp aynı zamanda siyasi bir aktör haline dönüştüğünü söylemek mümkündür. HDK yetkililerinin 2022 yılındaki Rusya ziyaretinde Wagner grubu ile temasa geçtiği kaydedilirken Libya’da Hafter güçleri ile iş birliği ve ikili ilişkiler ağı oluşturduğu söylenmektedir. Bunlara ek olarak HDK, 2015’ten beri Yemen’de Suudi Arabistan ve BAE koalisyonunda sayısı yaklaşık on bir bin ile on dört bin arasında silahlı kuvvetleri ile en çok asker bulunduran güç olduğu ifade edilmektedir.
HDK’nin ordudan bağımsız hareket etme biçimi ve ulaştığı etki seviyesi, Sudan ordusu içerisinde rahatsızlık yaratmıştır. Etki alanının baskılanması ve yasal olarak Sudan ordusunun bir parçası haline getirilmesi tartışmaları ağırlık kazanmaya devam etmiştir. Günümüzde, El Burhan liderliğindeki Sudan ulusal ordusu ile Dagalu liderliğindeki HDK’nin karşı karşıya gelmesi ve gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesi ile devam etmektedir.
Çatışmanın Güncel Boyutu
Bölgede şok etkisi oluşturan çatışmanın mevcut boyutu büyüyerek devam etmekte ve her iki tarafta başkent Hartum’un kontrolünü ele geçirmek için ellerindeki tüm araçları kullanmakta. Hem ulusal ordudan hem de HDK’den artan can kayıpları yerel halk arasında endişe yaratmaktadır. 13 Nisan’da başlayan ve devam etmekte olan çatışmalar nedeniyle insanların işyerlerinde ve okullarda saatlerce mahsur kalmasıyla insani bir kriz de yaratmıştır. Bu nedenle Sudan’da meselenin siyasi ve askeri bir krizden çıkıp insani krize dönüşmesinin boyutu da resmedilmiştir. Bu hususlar Sudan’da çözüme olan ihtiyacı ciddi şekilde artırmaktadır. Çatışmada üstünlüğün kimde olduğu tartışmaları netliğe kavuşturulamamıştır. Üstünlüğün orduda olduğu düşünülse de HDK de elindeki araçlar ve hafif silahlarla sokak çatışmalarında orduya karşı ciddi bir mobil etkiye sahiptir. Sudan’da daha önce yaşanan krizlerde internet kapatılmış ve medyanın haber akışı kesilmişti ancak günümüzde Sudan’da internet ve medya hala aktif haldedir. Hem HDK hem de Sudan milli ordusu gerilimin kendilerince kontrol altına alındığına dair propaganda ve haberler yapmaya devam etmektedir. Buna bağlı olarak Sudan’da televizyon kanallarının merkez yayın binasında kontrolü HDK’nin aldığına dair haberler medyada yerini almıştır.
HDK halihazırda bazı önemli stratejik noktalarda hakimiyetini sürdürüyor. Televizyon yayın binasının yanı sıra başkent Hartum’daki cumhurbaşkanlığı ve Merviyye’deki askeri üs bu kritik noktalar arasındadır. Ordunun Merviyye’deki askeri üssün ve Hartum’un yaklaşık %80-85’inin kontrolünü geri aldığı bildiriliyor. Kontrolündeki bölge ve merkezleri giderek kaybeden HDK’nin bu duruma karşılık hala güçlü konumda olduğu başta Darfur kenti olmak üzere ülkenin batısından başkent Hartum’a takviye göndermeye devam ettiği söylenmektedir.
Sonuç olarak uluslararası ve bölgesel kuruluşlar, Sudan ihtilafıyla ile ilgili görüşme ve toplantılar düzenlemeye başladı. Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Moussa Faki Mahamat başkanlığındaki bir heyetin müzakereler için Sudan’a gönderilmesine karar verdi. Sudan, Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali ve Uganda’yı içeren Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD), barış görüşmeleri için Sudan’a Kenya, Cibuti ve Güney Sudan cumhurbaşkanlarından oluşan bir heyet gönderme kararı aldı. Bunun yanı sıra Arap Birliği de bir toplantı düzenledi. Birleşmiş Milletler’in de Sudan’daki durumu görüşmek üzere 17 Nisan’da bir araya gelmesi planlanıyor. Türkiye’nin de Sudan’da taraflar arasında barış çağrısı yapması ve arabuluculuk rolü üstlenmesi beklentiler arasındadır.